Selamlar,
Bu hafta güç konusu yoğun bir şekilde gündeme geldi, çünkü Koç burcundaki Dolunay neredeyse bir tutulma olmasının yanı sıra, güçlü bir öncü karenin parçası : Ay (24° Koç) ve Güneş (24° Terazi), Mars (22° Yengeç) ve Plüton (29° Oğlak) ile kare açı yapıyor. Bunlar da hayatlarımızın temelleri ve yapılarıyla ilgili. Ve hepimiz için belirgin hale gelebilecek bir şey, kontrolümüzde olan şeyler ile kontrolümüzde olmayan şeyler arasındaki ayrım. Ve Jüpiter’in yakın zamandaki gerileme hareketiyle, ki bu genellikle etik ve ahlakla ilgili sorunları ortaya çıkarıyor, gücün nasıl kullanıldığı ve/veya kötüye kullanılıp manipüle edildiği konusunda söylenecek bir şeyler var.
4 gezegenin öncü burçlarda kare ve karşıtlıklar oluşturmasıyla Öncü Büyük Kare oluşur ve bu da anında eylem gerektiren dinamik bir gerilim yaratır. Bu Dolunay yüksek voltajlı enerjiyle yüklü. Bu yoğunluk yeterli değilmiş gibi, Dolunay aynı zamanda Chiron ile kavuşumda , zayıflıklarımızı ve eski yaralarımızı yüzeye çıkarıyor ve bunlarla yüzleşip onları iyileştirmemizi istiyor gibi bir hali var. Bu ay döngüsünde yer alan tüm gezegenler öncü burçlarda yer alıyor ve bizi bu ilkel güçler üzerinde hareket etmeye yönlendiriyor.
Dolunaylar doruk noktası, bitiş ve ifşa zamanlarıdır. Ve bu Ay sahneye aksayarak çıkarken, hala tüm meydan okuyucularla yüzleşmeye hazır görünüyor. Yaralı şifacı Chiron ile kavuşumda ve cüce gezegen Eris ile tam kavuşumda, Ay aynı zamanda Güneş’in karşısında, Koç burcunun yöneticisi savaşçı Mars’ın karesi ve Plüton’un karesi de bir yandan. Bu pozisyonda aynı anda birkaç yöne çekildiğimizi hissedeceğiz. Ya da belki daha çok dört parçaya bölündüğümüzü hissedeceğiz.
Ama belki de bu Dolunay’ın tüm ihtişamıyla gerçekten sergileyebildiği şey gerçektir. Sansürsüz, inkar edilemez gerçek. Ve bunu bizim başka tarafa bakma veya onu görmezden gelme ayrıcalığımız olmadan yapar. Koç, eylem ve cesaretin burcudur. Aynı şekilde, kaos ve anlaşmazlık tanrıçası kız kardeşi Eris’in himayesinde kanatlarda duran ve bizi kışkırtan Mars gezegeni de öyle. Bir şekilde harekete geçmemiz, bir şeyler yapmamız isteniyor, zor olsa bile ve neredeyse imkansız görünse bile. Ve bu süreçte elmayı arabadan düşürse bile(Eris ile ilgili bir yazı yazmalıyım galiba). Sadece gerçeği bir kez gördüğünüzde, geri dönüşün olmadığını bilin. Bu Dolunay göz ardı edilmemelidir.
Bu gergin astrolojik hizalanmalarla, Koç burcundaki Dolunay ‘çığlıklar’ atarak tetikleniyor. Bir şeyler bizi tetikleyecek. Sürüngen beynimizden gelen içgüdüsel tepki verme dürtüsü çok güçlü.
Peki kaçınılmaz olarak tetiklendiğimizde ne yaparız? İlk adım tetikleyiciyi kabul etmektir. Bunu görmezden gelmek istemiyoruz – sonuçta bu bir Koç Dolunayı. Geri çekilmek, sakin kalmak ve sabırla beklemek Koç burcunun ruhuna aykırıdır. Ama yıkıcı davranmak da çözüm değil. Bunun yerine, neden tetiklendiğinizi anlamaya çalışın. Genellikle tetiklendiğimizde içgüdüsel olarak başkalarını suçlamak veya onlara yansıtmak isteriz; bu insanlar, koşullar veya başka bir şey olabilir. Ama eğer bir şey bizi tetikliyorsa, genellikle daha derin bir sebep vardır. Bizi daha derin bir şeyi keşfetmeye çağırıyordur.
Koç burcundaki Dolunay’da sizi neyin tetiklediğine dikkat edin ve kendinize bunun sizi neden tetiklediğini sorun.
Belki de temel güvenlik ihtiyaçlarınız karşılanmadığında ortaya çıkan öfkedir (Mars Yengeç burcunda) Belki utanç duygusudur, varlığınızın önemsiz olduğunu veya başkalarının sizi reddedebileceğini hissetmektir (Koç burcundaki Chiron) Belki de bu, dünyanın tehlikeli bir yer olduğuna ve onun zorluklarıyla yüzleşmeye hazır olmadığınıza dair inançtan kaynaklanan bir korkudur (Oğlak burcundaki Plüton) Belki de duygusal rahatsızlıktan uzaklaşma ve sorumluluğu başkalarına yükleme isteği (Terazi burcundaki Güneş).
Mars bu hafta Plüton’a karşı 3 karşıtlıktan ilkine yaklaşıyor ve bu nedenle ön plana çok fazla öfke, hayal kırıklığı ve ayrılık getirebilir. İçten kaynayan bir volkanik güç çalkalanırken işler gerginleşiyor. Bu, Mars ve Güneş’in bu hafta Chiron’a yaptığı kare ile birlikte tüm yaralarımızı açığa çıkarıyor. Herhangi bir kötülük, herhangi bir baskı durumu, herhangi bir güç suistimali veya imkansız durum, bu hırçın Koç Dolunayı’nın ışınları altında savunulamaz hissettirecek. Chiron, Dolunay ışığında yaralılığımızı açığa çıkarır, ancak aynı zamanda bize şifayı sağlamak için ihtiyaç duyulan çareleri getirme kapasitesine de sahiptir. Bu pandora kutusu Ay, tüm bu hayaletleri ve şeytanları dünyaya salarken bile, tutunabileceğimiz bir şey daha var. Umut ve olağanüstü şifa ve yenilenme kapasitemiz.
Ama buradaki anahtar soru NEDEN. Neden öfke, neden utanç, neden korku?
Yorum bırakın