ARALIK 2025: KÜLLERDEN DOĞUŞ, GERÇEKLERLE YÜZLEŞME VE KADERİN KAPIYI ÇALMASI

6–9 dakika

oku

Aralık 2025 gökyüzü, “artık aynı yerde kalamam” diyen herkes için çok net ve çok güçlü bir sayfa açıyor. Kasım ayının sonunda çalışmaya başlayan büyük su üçgeni hâlâ arka planda akarken, Yay burcunun ateş enerjisi bizi konfor alanından çıkarıp hareket etmeye zorluyor. Bu ay, kaderin fısıltıyla değil, gayet yüksek sesle konuştuğu bir dönem. Kapanmamış hesaplar, ötelenmiş yüzleşmeler, yutulmuş cümleler, üstü örtülmüş duygular Aralık boyunca bir bir gündeme geliyor. Ve sen, bu kez saklanamıyorsun. Bu kötü değil; aksine, uzun süredir beklenen içsel özgürlüğün ilk adımı.


2 Aralık: Venüs–Plüton Sekstili ve Mars–Juno Kavuşumu – İlişkilerde Perde Açılıyor

Aralığın daha ilk günlerinde gökyüzü, ilişki temalarını sahnenin ortasına yerleştiriyor. Venüs’ün 1 derece Yay’da, Plüton’un 1 derece Kova’da olması ve aralarındaki sekstil açı, ilişkilerde “güç, dürüstlük ve çıplak hakikat” başlıklarını öne çıkarıyor. Bu dönemde birine neden çekildiğini, bir ilişkide gerçekten ne aradığını ve hangi bağların sadece alışkanlık, hangilerinin ruhsal bir karşılaşma olduğunu daha net görmeye başlıyorsun. Aynı gün Mars’ın 20 derece Yay’da Juno ile kavuşması, kaderî ortaklıklar, sözleşmeler ve “bu kişi hayatımda tesadüfen yok” dediğin bağları tetikliyor. Romantik ilişkilerde olduğu kadar iş ortaklıkları, danışmanlık aldığın insanlar, birlikte adım attığın projeler de bu enerjiye dahil. Gökyüzü, kiminle aynı yolda yürüdüğünü ve kiminle yol ayrımına geldiğini sana ince ama çok net işaretlerle gösteriyor.


5 Aralık: 13° İkizler Dolunayı – Büyük Kare ve Büyük Yüzleşme

İkizler burcundaki Dolunay, ay düğümleriyle gerilimli bir açı kalıbı kurarak sıradan bir Dolunay olmaktan çok uzak bir tablo çiziyor. Bu, “hayat yol ayrımındasın” diyen bir Dolunay. Zihin yoğunlaşıyor, düşünceler hızlanıyor, gündemine bir anda giren haberler, mesajlar ve konuşmalar, içinden sezgisel olarak “bu tesadüf değil” dediğin bir zincir oluşturuyor. Uzun zamandır görmezden geldiğin bir gerçek ya da konuşmaktan kaçtığın bir mevzu bu Dolunay civarında yeniden karşına çıkabilir. Mars’ın 22 derece Yay’da, retro Şiron’un ise 22 derece Koç’ta bulunup üçgen açı yapması, açılan dosyaların sadece kriz değil, aynı zamanda şifa taşıdığını gösteriyor. Yıllardır içinde taşıdığın bir kırgınlığı veya değersizlik hissini bir cümleyle dışarıya bırakabilir, boğazında düğümlenen sözleri nihayet özgür bırakabilirsin. Bazı yaraların panzehiri, onları sonunda açıkça dile getirmektir ve bu Dolunay tam olarak bu kapıyı aralıyor.


6–7 Aralık: Büyük Su Üçgeninin Devam Eden Şifası

Merkür’ün Akrep burcunda Jüpiter ve Satürn ile sırasıyla yaptığı üçgen açılar, Kasım sonunda zirve yapan büyük su üçgeninin iyileştirici fonunu Aralık’ın ilk haftasına taşıyor. Bu dönem, duyguları bastırmanın değil, içtenlikle sahiplenmenin zamanı. Geçmişe dair bir sahne bir anda zihninde canlanabilir, unuttuğunu zannettiğin bir olay tekrar gündeme gelebilir, fakat bu kez sahnenin merkezinde “suçlama” değil “anlama” vardır. Kendini daha olgun, daha derin, daha bütün bir yerden ifade etme şansı yakalarsın. Aile, kökler, geçmiş ilişkiler, bitmiş birlikteliklere dair içgörüler güçlenir. Bir terapist, bir arkadaş, bir danışman ya da kendi iç sesin aracılığıyla büyük bir “aha” anı yaşayabilirsin. Hakikat, bu günlerde incitmek için değil, iyileştirmek için ortaya çıkıyor.


9 Aralık: Mars–Satürn Karesi – Engellerin Gizli Mesajı

Mars’ın Yay burcundan Satürn’e yaptığı kare açı, harekete geçme isteği ile ilahi zaman arasındaki gerilimi sahneye taşıyor. Bu günlerde projelerde gecikmeler, planlarda aksamalar, ilişkilerde inatlaşmalar, “bir türlü olmuyor” hissi belirginleşebilir. Bu enerji çoğu kişide sabırsızlık, öfke ve hayal kırıklığı yaratma potansiyeline sahip. Ancak Satürn, her kare açıda olduğu gibi burada da bir öğretmen. Olan biteni “engellendim” diye okumak yerine “yanlış yöne mi koşuyorum?” diye sormak çok daha yapıcı olacak. Gökyüzü, seni belki de seni aşağı çekecek bir ihtimalden, sana uymayan bir sözleşmeden ya da duygusal olarak istismar eden bir ilişkiden koruyor olabilir. Yani her gecikmenin içinde, göremediğin bir koruma mekanizması çalışıyor.


10–11 Aralık: Merkür, Lilith ve Uranüs – Maskelerin Düştüğü Zamanlar

Merkür’ün Akrep burcunda Lilith ile kavuşup Boğa’daki Uranüs’e karşıt açı yapması, saklı kalmış gerçeklerin artık saklı kalamayacağı bir dönemi işaret ediyor. Bu günlerde duyduğun bir cümle, yakaladığın bir detay, ortaya çıkan bir bilgi, hem şaşırtıcı hem de “aslında içten içe biliyordum” dedirtebilir. İlişkilerde, iş ortamında, aile içinde ya da kendi iç dünyanda bastırdığın, yok saydığın ya da üstünü örttüğün konular su yüzüne çıkar. Bu enerji, manipülasyonları, gizli gündemleri, bağımlılık ilişkilerini ve kendi kendini sabote ettiğin yerleri açığa çıkarabilir. Ertesi gün Merkür’ün Neptün ile kurduğu üçgen açı ise bu çıplak gerçeklerin ardındaki ruhsal dokuyu göstermeye başlar. Son Dördün fazı ile birlikte “artık bir karar vermeliyim” duygusu yükselir. Ne kadar kaçarsan kaç, gökyüzü seni kendi gerçeğine geri çağırır.


12–15 Aralık: Yeni Bir Hikâyeye Doğru Zihinsel Dönüşüm

Merkür’ün Yay burcuna geçişiyle birlikte zihin daha geniş perspektiften bakmaya başlar. Detaylara takılan, saplantılı düşünen, aynı döngüde takılı kalan zihnin yerini daha özgür, daha vizyoner bir bakış açısı almaya başlar. 13 Aralık’ta Merkür–Plüton sekstili, bir konuşmanın, bir teklifin ya da bir iç farkındalığın hayatında dönüm noktası olabileceğine işaret eder. Sırlı görünen bir sahnenin arka planını fark eder, zihninde taşlar yerli yerine oturur. 14 Aralık’ta Mars–Neptün karesi, özellikle ilişkilerde ve hedeflerde kendini kandırmaya, hayal ile gerçek arasındaki çizgiyi bulanıklaştırmaya meyilli bir atmosfer yaratabilir. Bu süre zarfında büyük riskler almak, duygusal hezeyanlarla karar vermek yerine bir adım geri çekilip kendi motivasyonunu dürüstçe sorgulamak önemli olacak. Aynı gün Güneş’in Şiron ile kurduğu uyumlu açı ise özgüvenini, kendi değerini ve iyileşme kapasiteni hatırlatıyor. “Ben bunu hak etmiyorum” cümlesi, içinden fısıltı halinde değil, yüksek sesle çıkabilir. 15 Aralık’ta Mars’ın Oğlak burcuna geçişiyle beraber gökyüzü ciddi ve somut bir tona bürünüyor. Artık sadece konuşmak değil, sorumluluk almak, plan yapmak ve o planı hayata geçirmek dönemi başlıyor.


17 Aralık: Güneş–Juno Kavuşumu – İlişkilerde Kırılma veya Taçlanma Noktası

Güneş’in Yay burcunda Juno ile kavuşup Satürn’e kare yapması, ilişkiler ve ortaklıklar konusunda “ya tam ya hiç” hissiyatını öne çıkarıyor. Bu dönem, birçok kişi için bir ilişkinin resmileşmesi, ciddileşmesi, ortak niyetlerin somutlaşması anlamına gelebilirken; bazıları için de artık sürdürülemeyen bağların net bir şekilde kopması anlamına gelebilir. Güneş–Juno–Satürn kombinasyonu, duygusal romantizmden ziyade, “bu ilişkinin hayat planıma, değerlerime ve sorumluluk bilincime uyumu var mı?” sorusunu gündeme getirir. Aralık ortasında, “biz ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz?” sorusu artık masaya konur ve bu kez cevap vermeden kalkmak mümkün değildir.


20 Aralık: Yay Yeniayı, Lilith’in Yay’a Geçişi ve Karmik Konuşmalar

28 derece Yay’daki Yeni Ay, yeni bir inanç, yeni bir yön, yeni bir hedef ve yeni bir yaşam vizyonu vadeder. Bu Yeni Ay, ruhunda uzun zamandır kıpırdayan ama cesaret edemediğin bir kararı netleştirebilir. Aynı gün Kara Ay Lilith’in Yay burcuna geçmesi, özgürlük ihtiyacını, hakikat arayışını ve “kendim için konuşmak zorundayım” diyen tarafını güçlendirir. Artık sahte uyumlar, mecburiyet hissiyle sürdürülen ilişkiler, sırf korkudan tutulan iş ve roller eskisi kadar dayanılmaz bir hâl alır.

Merkür’ün Yay burcunda ay düğümlerine tekare yapması, bu Yeni Ay’ı karmanın sesiyle birleştirir. Bu günlerde ağzından çıkan bir cümle, aldığın bir karar, attığın bir imza ya da ettiğin bir söz, sadece bugünü değil, önümüzdeki ayları da şekillendirebilir. “Bu yolu neden yürüdüğünü” hukuki süreçlerden ilişkilere, taşınmalardan kariyer planlarına kadar farklı alanlarda çok daha net görmeye başlarsın.


21–24 Aralık: Hayal ve Gerçek Arasındaki İnce Çizgi

21 Aralık’ta Güneş’in Neptün ile karesi ve Venüs’ün Satürn ile yaptığı kare, hem duygusal hem maddi konularda “beklentilerin gerçeklikle test edilmesi” dönemini anlatır. Bu birkaç gün içinde idealize ettiğin insanlar, ilişkiler, kariyer hedefleri ya da finansal hayaller, daha objektif bir ışık altında görünmeye başlayabilir. Romantik anlamda gözünün açılması, iş alanında “bu proje gerçekten sürdürülebilir mi?” diye sorman, arkadaşlık ilişkilerinde gerçek dostlarla sadece “ortam arkadaşı” ayrımını daha net yapman mümkündür. 22 Aralık’ta Venüs–Juno kavuşumu, özellikle ilişkilerde samimi ve şifalı bir konuşma zemini sunabilir; bazı bağlar bu süreçte daha da güçlenirken, bazıları “iyi ki bitmiş” dedirtecek bir netlik kazanabilir. 24 Aralık’ta Venüs’ün Neptün ile karesi ve ardından Oğlak burcuna geçişi, gönül meselelerinde son romantik sis bulutunu da dağıtır. Artık “gerçeklik testi”nden geçmeyen hiçbir ilişki, hiçbir dinamik eski önemini koruyamaz. Kalıcı olan, emek isteyen, sorumluluk taşıyan ve güven veren bağlar öne çıkar.


27–30 Aralık: Kapanış, Sorumluluk ve Son Kararlar

27 Aralık’ta başlayan İlk Dördün fazı, Yay Yeniayı’nda aldığın niyet ve kararların ilk sınavını getiriyor. “Gerçekten istiyor musun?” ve “Bu kararın arkasında durabilecek misin?” soruları gündeme gelir. 29 Aralık’ta Juno’nun Oğlak burcuna geçmesiyle birlikte tüm ilişki ve ortaklık temaları daha somut, daha ciddi, daha realist bir çerçeveye oturur. Artık “kalbim istiyor” cümlesinin yanına “hayat planım bu ilişkiyi, bu ortaklığı taşıyabiliyor mu?” sorusu da eklenir. 30 Aralık’ta Merkür–Satürn karesi, zihinsel olarak yorucu ama bir o kadar da netleştirici bir final etkisi yaratır. Bu açı, ertelenmiş kararları artık ertelememeye çağırır. Yıl bitmeden önce “artık böyle devam edemem” dediğin her konuda ya içten içe ya da dışarıya açık bir şekilde son noktayı koyarsın.


Aralık 2025’in Ruhsal Mesajı

Aralık 2025, büyümenin her zaman yumuşak ve konforlu bir süreç olmadığını, ancak hakikate yaklaştıkça içsel huzurun derinleştiğini hatırlatan bir dönem. Büyümek, kırılmayı göze alarak kendinle yüzleşmektir. Gerçeği görmekten korkmamaktır. Kapanması gereken döngüleri kapatmak, çürümüş bağları bırakmak ve yeni bir yol için kendine izin vermektir. Bu ay gökyüzü, seni kendi merkezine geri çağırıyor. Ve sen, Aralık bitmeden büyük ihtimalle kendi kendine şunu söylüyor olacaksın: “Ben, yeni bir sayfaya gerçekten hazırım.”

Yorum bırakın